Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
Kediler çok güçlü hayvanlardır. Uzun süre çeşitli hastalıklarla yaşayıp, sahiplerine kötü bir şey olduğunu belli etmeyebilirler. Birçok kedi sahibi, hastalıkların erken evrede nasıl tespit edileceğini ve özellikle böbreklerin durumunun nasıl kontrol edileceğini merak ediyor, böylece ileri evrede yetmezliğin ciddi sonuçlarından kaçınabiliyorlar. İçeriğimizin devamında kedilerde böbrek hastalığı hakkında gerekli bilgiyi edinebilirsiniz.
Görünüşte sağlıklı bir kediye yapılan önleyici kan testi, evcil hayvanımızın böbreklerinin artık verimli çalışmadığını ortaya çıkarır. Neyse ki artık ilk klinik belirtiler ortaya çıkmadan önce kronik böbrek hastalığını teşhis edebilen testler var. Kedilerde böbrek yetmezliğinin, özellikle erken teşhis edildiğinde, yönetilebilir olduğunu ve hayvanın yine de uzun bir yaşam sürebileceğini unutmayın.
Kedilerde böbrek hastalıkları genellikle yaşlılığın bir sorunudur. Ancak böbrek amiloidozu, polikistik böbrek hastalığı veya konjenital böbrek displazisi gibi hastalıklar da genç yaşlarda fark edilebilir. Bu durumlar genellikle safkan kedileri etkiler, bu yüzden kedinizi aldığınız yetiştiricinin, örneğin, B. Fars veya Habeş, kalıtsal hastalıklardan aridir. Hayvan evimize girdiğinde çevreyi korumayı unutmamalıyız; birçok ağrı kesici ve bitki kedilerde akut böbrek yetmezliğine neden olabilir. Ancak tüm bu durumlar oldukça nadirdir. En sık görülen böbrek fonksiyon bozukluğu kronik böbrek yetmezliğidir.
Böbrek hastalığında belirtiler genellikle benzerdir. Kedimizin oynamaktan kaçınması, uyuşuk olması, tüylerinin keçeleşmesi ve sevildiğinde aşırı tüy dökmesi gibi nedenlerden dolayı bir şeylerin ters gittiğini anlıyoruz. Kusma ve burundan kötü koku gelmesi sıklıkla görülür. Su kabı henüz boş ama mama kabına dokunulmamış. Operasyonda ayrıca kedinin kilo verdiği de ortaya çıktı. Hastalığın tanısı için bir sonraki adım kan, idrar ve karın boşluğunun ultrasonografisinin incelenmesidir. Yapılan tetkiklerde kronik böbrek yetmezliği tespit edilirse kedinin bu organının büyük bir bölümünü kaybettiğinin bilincinde olmalıyız.
Öncelikle böbreklerin baş edemediği gereksiz metabolik ürünlerin vücuttan atılmasını sağlamak için infüzyonlar uygulayarak yardımcı oluyoruz. Daha sonra bize düşen, böbreklerin kalan, çalışan kısmını mümkün olduğu kadar uzun süre hayvanımıza hizmet edecek şekilde korumaktır. Fosfor seviyelerini düşüren veya böbreklerdeki kan akışını iyileştiren ürünlerin yardımıyla ve düşük proteinli bir diyetle (Renal olarak adlandırılır) bu imkansız değildir. Bu besinlerin fosfor ve sodyum içerikleri de düşüktür. Tüm bunlar kedinin böbrek hastalığının ilerleme hızını azaltır. Böbrek diyetleri son derece sindirilebilirdir ve küçük miktarlarda tüketildiğinde sindirim sistemini zorlamadan enerji ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olur.
Ne yazık ki kedileri bu kadar az protein içeren yiyecekleri yemeye ikna etmek zordur; sonuçta onlar etoburdur. Ancak çoğu durumda kuru ve yaş mamayı bir arada vermek veya sadece bir paket vermek bile olumlu etki yaratabiliyor. Yaş mamalar farklı kıvam ve tatlarda mevcuttur. Çoğu kedi, poşetteki sosla bile beslenebilir ve zamanla -hayvan iyileştiğinde- kuru mamayı da memnuniyetle yiyecektir. Bu diyetlerin profilaktik olarak kullanılamayacağını, sadece veteriner hekimin özel önerisi üzerine kullanılabileceğini unutmamak önemlidir.
Kedimizi böbrek hastalığından korumak için yapabileceğimiz pek bir şey yoktur. Ancak en önemlisi uyanık olmaktır. Önleyici kan testleri ve böbrek ultrasonu yaptırmak en iyisidir. Bu durum özellikle hastalığa daha yatkın olan kedi ırkları ve ailesinde bu hastalık öyküsü bulunan evcil hayvanlar için geçerlidir. Bu sayede cesur evcil hayvanımızın bize göstermek istemediği şeyleri erken dönemde öğrenebiliriz. Sizler de Pet Hediye adresimizden kedilerinizi çeşitli hastalıklardan koruyacak vitamin ve mineralleri temin edebilirsiniz.